Lübnanlı besteci Marcel Halife
Müzikle siyasi mesaj
Lübnanlı besteci ve şarkıcı Marcel Halife, Arap müzik kültürünün en önemli destekçileri arasında sayılıyor. Halife'nin Bonn Beethovenhalle'deki son konseri "Tribute to Gaza " sloganıyla yapıldı. Ayrıntılar Martina Sabra'dan.
Marcel Halife, piyanist Rami Halife ve ABD’li kontrbasçı Mark Helias, Bonn Beethovenhalle konser salonunda alkış yağmuru altında sahne aldılar. En ön sıralarda oturan hayranlar, bir Lübnan bayrağı dalgalandırıyorlardı. Salonun arkasında balkondan aşağıya da bir Filistin bayrağı sarkıyordu.
Zamanı geçmeyen şarkılar
Birçok hayranı Marcel Halife'yi 20 yıl sonra bile hâlâ politik şarkıcıların içinde bir numara olarak görüyorlar. Mahmud Derviş'in şiirlerinden yapılan "Rita ve tüfek", "Annemin ekmeğini özlüyorum" ya da "Pasaport" gibi şarkılar, bu önemli bestecinin yaklaşık kırk yıla yayılan eşsiz kariyerinde sadece küçük bir adım oluşturuyorlar.
Lübnan popüler müziğinin yenilikçisi
59 yaşındaki Halife'yle ilk kez karşılaşanlar, onun Arap müzik dünyasının devlerinden biri olduğunu fark edemiyorlar. Ufak tefek yapılı Halife, grileşmiş sakalı ve dostça gülümseyen minik gözleriyle şefkat ışıkları saçıyor.
Gerçi kimi zaman gazetecileri uzun uzun bekletmiş olmasının ünü, kendisinden önce geliyor: Ancak söyleşi sırasında açık ve ilgili davranıyor, yakınlığa izin veriyor, nihayet sonu gelmeyen fotoğraf çektirme isteklerinden birini daha şaşırtıcı bir sabırla kabul ediyor.
Marcel Halife 1950 yılında Beyrut’un kuzeyinde Hıristiyan ve Müslüman halkın karışık olarak yaşadığı Amchit kasabasında, Maruni bir balıkçı ailesinin oğlu olarak dünyaya geldi. Annesi, mutfaktaki tüm tencere ve tavaları ritim aletlerine dönüştüren oğlunun müzik yeteneğinin farkına erkend varmış: "Ne yazık ki annemle uzun süre yaşamam nasip olmadı, çünkü kendisi çok erken vefat etti" diyor Halife. Bu erken kaybın onu derinden etkilediği hissediliyor.
"Tüm yaşam zaten müziktir!"
Sanatçı, algılamasını "beni esinleyenler şiirler, yaşanmış öyküler, görüntüler, doğa; kısacası, etrafımdaki her şeydir" sözleriyle betimliyor. "İster yolda gidiyor, ister masanın üstünde ritim tutuyor olalım, ister rüzgârı dinliyor olalım, ister meltemi, dalgaları… Yaşamın tümü zaten müziktir!"
Halife, daha genç yaşlarında ud çalmaya başladıktan sonra, 1970 yılında Beyrut’taki Milli Konservatuar'a girer ve 1975’te buradan mezun olur. Sanatçı Lübnan iç savaşı sırasında, Lübnan solcularına ve Filistinlilere sempati duymaya başlar.
Özgürlük, devrim ve aşk
Halife 1976 yılında kurduğu "Mayadin" (Meydanlar) topluluğu ile birlikte özgürlük, devrim ve aşk şarkıları söylüyordu, ancak şarkılarını klasik Arap şarkıcılarının şaşaalı tarzıyla değil, herkesin anlayabileceği yeni, son derece basit bir dille söylüyordu.
Halife'nin besteleri Lübnan halk müziği ve dinsel müzik geleneklerine dayanıyor. Halife’nin şarkı sözlerini büyük bir bölümünü, İsrail'de yetişmiş olan ve 1972’de Beyrut’ta sürgünde yaşayan Filistinli şair Mahmud Derviş’in şiirleri oluşturuyor.
Marcel Halife'nin son albümü "Caress" (2008): Modern Arap müziğinin kilometre taşı...
Marcel Halife’nin seslendirmesiyle Mahmud Derviş’in şiirleri tüm Arap dünyasında ün kazandı – Marcel Halife’de bu şiirlerle ünlendi. "O zamanlar çok politizeydim” diye anlatıyor Halife. "Zaten böyledir; insan müzikle dünyayı
değiştirebileceğine inanır, gerçekte ise, kendini değiştirmeyi bile başaramaz."
Siyasallığın dar kalıplarının dışına çıkmak
Halife bu sanatçıların arasında politik köşesinden çıkıp, hem Arap dünyasında hem de uluslararası ortamda büyük bir izleyici kitlesine ulaşmayı başaran tek sanatçı oldu.
Yine de Halife’nin 1980’li ve 1990’lı yıllarda ürettiği her eser, sanatsal açıdan doyurucu değildi. Mahmud Derviş’in 1976 yılında Tel Al-Zaatar kampındaki Filistinlilere yönelik katliamı ele alan "Ahmad Al-Arabi" şiirinin seslendirilmesi, birçok eleştirmen tarafından fazla şaşaalı ve niteliksiz bulundu.
Marcel Halife 1990’lı yıllardan itibaren çoğu zaman küçük, oda müziği gruplarını andıran topluluklarla ve kısmen de orkestralarla birlikte ürettiği enstrümantal çalışmalarıyla eleştirmenleri ikna edebildi. "Jadal" gibi ve yeni yayınlanan "Caress" (Arapçası "Muda'abaat", 2008) gibi albümleri daha şimdiden modern Arap müziğinin kilometre taşları olarak görülebilir.
Filistin: Hayatının konusu
2007 yılında yayımlanan "Taqasim" albümü için sanatçıya, Fransa’nın saygın "Charles-Cros" ödülü verildi.
Ancak Halife kesinlikle bu ödüllerle yetinmiyor: Doğu ile Batı arasında daha iyi bir anlaşma için projeler yapmaya yorulmaksızın devam ediyor. Bir sonraki durak Washington . Marcel Halife orada ABD’li orkestra şefi Lorin Maazel ile birlikte Arapça büyük bir konser vermeye hazırlanıyor.
Halife bu konserden sonra 66 yaşındayken ölen Filistinli şair Mahmud Derviş’in anısına bir konser vermeyi planlıyor. Sanatın yolları onu nereye götürürse götürsen, Filistin daima Marcel Halife'nin hayatının konusu olarak kalacak.
Martina Sabra
Almancadan çeviren Mustafa Tüzel
ALINTI