Wednesday, March 14, 2012

Molokanlar- Komünist Dinciler

Komünist Dinciler


Bolşevik hareketin önderi Vlademir İliç Lenin’in hayatımızda çok önemli bir yeri vardır. Bütün iktidarlar, çarlar bizden korkarken o tama tersi bizim kazanılmamız gerektiğini düşünüyordu. Çünkü aslında onların savunduğu fikirlere yakın şeyler savunuyorduk. Üstelik onların din ile ilgili düşüncelerine zaten biz özü gereği inanıyorduk. 1917 Ekim Devrimi ile birlikte her şey değişmeye başladı. Kars’a yerleşmiş olan birçok Molokan hatta benim dedemin babası; komünistlerle işbirliği yapıyordu. Türkiye Komünist Partisi’ne üye birçok akrabamız vardı. Ekim Devrimi’nden sonra Rusya’ya bizi geri çağırdı. Kimi akrabalarımız giderken birçoğumuz gitmedik. Artık vatanımız Karstı. Burada yeni bir hayat kurmuştuk. Üstelik Kars’ta yaşayan Kürtler, Ermeniler, Azeriler, Karapapaklar, Dukhobarlar bize alışmıştı. Bazen geçmişi düşündüğümde acaba dedemler Rusya’ya dönse hayatım farklı mı olurdu diye sorarım? Cevabını hiç bilemeyeceğim sorulardan biri daha…Karapapaklara ne oldu misal, bilen var mı?
Bizim Kars’a sürülmemizle ilgili rivayetler çoktur. Bunlardan birincisi Kars ve çevresini Slavlaştırmak, ikincisi Müslüman olan bir topluluğu inançlarımız ile karıştırmak. Çünkü biz farklıydık. Ancak hemen burada bir not düşmek gerekirse bunların hiçbiri olmadı. Müslüman ahali bize şaşırıyordu. Onlar gibi sakalları uzun erkekler, başı örtülü kadınlarımız vardı. Domuz yemezdik. Meydanda toplanıp silahları yaktığımız, bunun tasvirinin bulunduğu bir resim bile var. Bizim hıristiyan olduğumuzdan bile şüpheleniyorlardı. Yine çok önemli bir ayrıntı Kars henüz Osmanlı Tebaasında değildi. Ben doğduğumda daha önce dediğim gibi Türkiye cumhuriyeti vardı. Ancak dedemler göç ettiğinde Kars Rusların elindeydi ve Kars’ta yaşayan başka halklar vardı. Burada hikayeme kısa bir ara verip, size Kars’ın tarihini anlatayım. Bu sayede bir nebze de olsa kafa karışıklığı çözülmüş olur:
 Kars 1534 yılında Osmanlı İmparatorluğu’nun eline geçiyor. Ruslar ise 18. yüzyıldan itibaren bütün Kafkasya’yı almaya başlıyorlar. Kafkaslardaki Müslümanlarda en yakın yer olan Kars’a sığınıyorlar. Özellikle Azeriler ve Çerkesler. Bu dönemde şehrimiz doğu sınırını koruyan stratejik anlamda önemli bir yer haline geliyor. Ruslar bütün Kafkasya’daki hatta dünyadaki yayılmacı politikaları sonucu Kars’ı da birkaç defa kuşatmışlar. En sonunda 1877 yılında almışlar. İşte Kars’a ilk sürüldüğümüz zaman bu dönemdir. Osmanlı ise doğudaki en önemli sınır kapısını kaybetmiştir. 1917 ekim devrimindeki karışıklığı fırsat bilerek Osmanlı tekrar 1918 yılında Kars’ı kuşatır. Fakat bir sonuca ulaşamaz. 1920 yılında bu sefer Kazım Karabekir Paşa devreye girer. Kars tekrar kuşatılır ve nihayet 1921 yılında Kars Antlaşması ile şehir tekrar ele geçirilir. Bolşeviklerle bu anlaşma bir tren vagonunda imzalanır. Bu vagon halen Kars müzesindedir. Yolunuz Kars’a düşerse uğrayın.

Şehir tekrar alındığında Türkiye karışık bir zamandan geçiyordu. Bir yandan Kurtuluş Savaşı, bir yandan yoksulluk. Yine hedefteki isimdik. Kars’ta Müslüman ahalinin fazla olması istemiyordu. Şuan ki durumla ermeni nüfusu daha fazlaydı. Bolşeviklerle yakınlığımız, TKP üyeliğimiz gibi problemler ve askerliğe karşı olmamız gibi sebeplerle Kazım Karabekir Paşa bizi sürmenin yolunu bulmuştu. Zorunlu askerlik yasası. Ankara’dan böyle bir emir geldiğini söyledi, Paşa ve 1921 yılının ocak ayına kadar ya askere gideceğimizi ya da Kars’ı terk etmemizi kledi. Bize yine yollar görünmüştü. Birçok akrabamız inançları gereği askerlik yapmayacaklarını söyleyerek başka ülkelere göç ettiler. Benim ailem ve birkaç aile daha kaldık. O zaman göç edenlerin 20 bin olduğunu dedem anlatırdı. Ne kadar doğru ne kadar yanlış bilmiyorum. Kalanlar askere gitti. Babam askere gitme sebebini şöyle anlatır:
 --- Savaşmak benim dini inancıma ters. Ama vatan için savaştım.

Son Molokan
Kars’tan ilki 1921 yılında ikincisi de 1962 yılında olmak üzere iki defa gitti, Molokanlar. Kaderimiz buydu, bizim. Hiçbir ülke bizi istemedi. Hep yollarda geçti ömrümüz. 62 yılında göç etmemizin sebebi ise baskıların inanılmaz artmasıydı. Yine rivayete göre; Kars Antlaşması’nın maddelerinden biri Molokanlar içinmiş. İstediğimiz zaman Rusya’ya dönüp, Türk vatandaşlığından çıkabileceğimize dair. Hiçbir baskıya uğramadan malımızı, mülkümüzü de beraber götürebilecekmişiz. Ama bu asla olmadı. Bir gece gizlice kaçtı, benim halkım. Korktular, çünkü. Ben son Molokanım. Eşim Kürt. Oğlum boks yapıyordu. Bir insana zarar verir diye yasakladım.Burada doğdum, siz bu yazıyı okuduğunuzda ölmüş olacağım. Kardeşim Rusya’da deniz kenarında bir şehirde oturur. Bense sadece karı gördüm. Anadilim Rusça. Ama Türkçe ve kürtçe’de konuşurum. Kilisem yok evde ibadet ederim. Sizler gibi oruç tutarım. Bizim orucumuz 24 saat. Aleviler gibi. Akşamdan akşama. Ne kadar benzeriz oysa. Bana Hıristiyan dediler sizeyse Müslüman. Başka Molokan kalmadı. Bizim geleneğimizde cenazede gözyaşı dökülmesi, feryat ve isyan edilmesi günahtır. Sükut içinde ölüler toprağa verilir. Kızım benim cenazemde bu geleneği bozdu. En çok üzüldüğümse mezarlarımız talan edildi. Biz, Türkiye’nin solan renkleriyiz.
*Fevkulbeser’in bir sözünden esinlenmedir.
*Yazılanlar gerçek, kişi ise son Molokan Vasil Gavrilev Dölemenci’dir. 27 Nisan 2007’de Kars’ta öldü. Molokanlar'ın tarihi hikaye edilerek, onun ağzından anlatılmaya çalışıldı. 
ALINTI

KAYNAK1: Sürgün Bahçesinin Solan Rengi- Molokanlar Kitabı
KAYNAK2: Son Molokanla Röportaj
KAYNAK3: Malakanlar'ın toplumsal yapısı kitabı
KAYNAK4: Wiki-Molokan
KAYNAK5: Molokanlar Home Page
KAYNAK6: Erkan Karagöz- Malakanlar
KAYNAK7: Ayşe Hür- Her Türk Asker Doğar mı?
KAYNAK8: Who Is Molokan?