Tuesday, February 25, 2014

Kitabınızın yayımlanmaya hazır olmadığını gösteren 7 işaret


Penny C. Sansevieri  bir yayıncı olarak yazarlarla konuşurken ya da bir yazardan gelen maili okurken genelde “kitabım yayımlanmaya hazır” cümlesiyle karşılaştığını söylüyor.  Fakat çoğunun gerçekten hazır olmadığını belirten Sansevieri, bir kitabın yayına hazır olmadığını nasıl anlayabileceğimiz konusunda 7 maddelik bir liste hazırlamış.

1) Yayıncılık piyasasını iyi bilmemek: Bu madde çok önemli. Çalıştığınız piyasanın kodlarını anlamanız gerekir, işlerin nasıl yürüdüğünü, kitabınızı ve basım tecrübesini etkileyecek hangi değişikliklerin olduğunu bilmelisiniz. Peki bunu nasıl yapabilirsiniz? Basılan kitaplar hakkında yazılanları takip etmeli, blogları okumalısınız ki yayın piyasasında nelerin olup bittiğini anlayabilesiniz.
2) Yazdığınız kitabın türü ve bu türün piyasadaki yerini iyi incelememek: Bu, genelde tuhaf bir şekilde gözden kaçan bir nokta. Yayın piyasasında neyin sattığını biliyor musunuz? Sizinle aynı konuda yazan başka kim var? Onların kitaplarını alıp okudunuz mu? Yayın piyasasında neyin trend olduğunu, neyin satıp neyin satmadığını bilmek sizin için önemlidir.
3) Hemen ünlü olmak istemek: Youtube ve Twitter çağında kim ünlü olmak istemez ki? diye düşünebiliriz.
Evet, siz de gerçekten hemen ünlü olmak isteyebilirsiniz. Eğer böyle düşünüyorsanız, yazdığınız kitabın basılmasıyla ilgili hayal kurmak için çok fazla zaman harcamanıza gerek yok çünkü ün hayal kurmakla değil sıkı çalışmakla gelen bir şeydir. Amanda Hocking gibi hiçbir şeyi olmadan başlayıp, zamanla çok satanlar listesine girerek hayatları herkesin özendiği başarı hikayesine dönüşen yazarların yazarlık sürecine bir göz atmalısınız.
Ünlü olmak gibi bir amaca sahip olmak iyi olabilir ama bu genelde gerçekçi değildir. Çünkü başarıyı yakalayan çoğu yazar bu işe başladıklarında biyografilerini imzalamak için partiler düzenlemiyorlardı. Onların çoğu belki de zamanlarını bıkmak bilmeden kitapları üzerinde çalışarak geçiriyorlardı. Ünlü olabilir misin? Belki. Ama öncelikle çalışmalısın!
4) Her şeyin satış rakamından ibaret olduğuna inanmak:  Bir kitabın satılması asla garanti değildir. Biz bazen yazarlara kitaplarını X sayıda satacağının sözünü veren bir pazarlama şirketiyle anlaşmalarını tavsiye ederiz. Çünkü kendileri kitabın satışını planlamadıkça ne kadar kopyanın satılacağını hiç kimse bilemez. Evet biz de kitabınızın fazla satmasını çok isteriz. Fakat bunun gerçekleşmesi için madde üçte olduğu gibi çok çalışmanız gerekiyor.
5) Pazarlama konusunda hiçbir çalışma yapmamak: Kitabınızı yayınlamanın eşiğindesiniz ve kitabınızı piyasaya sürmek için tek bir şey yapılmıyor mu? İşte bu kötü haber. Neden? Çünkü 2012′de 300.000 kitap yayınlandı ve atılım yapmak istiyorsanız sesinizi bir an önce çıkarmanız gerekiyor.
6) Sabırsız olmak: Kitap yayınlamak ve sabırsızlık asla yan yana gelemez. IBPA’nın yaptığı yayıncılık çalışmasında; üzerinde çalıştığınız bir kitabın değerlendirilip size geri dönüş yapılmasının 2 yılı bulduğu belirtilmişti. 2 yıl size çok uzun bir süre gibi gelebilir, aslında evet öyledir. Fakat içten bir şekilde söyleyebilirim ki yayın piyasasında ve pazarlamada her şey zaman alır. Bunu söylemekten nefret ediyorum ama yayın piyasasında sabırsızlığa yer yoktur. Bu durum beni de zorluyor. Hatta sabırsız kelimesinin anlamı beni tanımlıyor diyebilirim. Sabırsızlanmaya başladığınızda derin bir nefes alın ve bir adım geri atın. Çünkü yapabildiğiniz her şeyi yaptığınızda ve doğru şeyleri yapınca er ya da geç bir yayınevinin size dönüş yaptığını göreceksiniz.
7) Pazarlama planı yapmamak: Resmi bir yapının olmasına gerek yok ama kitabınızı nasıl pazarlayacağınızla ilgili bir fikriniz olmalı. En azından amaçlarınızın, pazarlama çabanızın ve planlarınızın ana hatlarını belirlemelisiniz.
Sonuç olarak, editöryal çalışma hakkında bir şeyler söyleyeyim. Bu genellikle yazarların gözden kaçırdığı çok önemli bir noktadır. Neden mi? Çünkü kitabınızı düzenleyecek birini bulmanız oldukça kolaydır, değil mi? Hayır. Düzenleme editöryal çalışma özel bir yetenek gerektirir, sadece yazım hatalarını bulmak editörlük değildir. Yardımını isteyeceğiniz kişi, yaptığınız çalışmanın çıtasını yükseltmeli ve çalışmanın son hali övüneceğiniz bir yapıya bürünmelidir. Bir editör size eleştirel geribildirimlerde bulunabilmeli ve genellikle sizin kendi başınıza yapamayacağınız şekilde çalışmanızın gelişmesine katkı sağlamalıdır.
Yayıncılık ciddi bir iştir, eğer yayıncılığı ciddiye alırsanız başarılı olursunuz.
Penny C. Sansevieri – Huffingtonpost
Çeviri: Barış Berhem Acar – edebiyathaber.net (11 Eylül 2012)