Sunday, August 26, 2012

DİRENCİN VE BİLİNCİN TİYATROSU VE ADİL OKAY

Ali Ziya Çamur



Adil Okay çok yönlü bir aydın: Siyasal eylemci, yazar, öykücü ve şair… Birkaç yıldır bu çabalarına tiyatro yazarlığını da ekledi… Belki de yaşanılanların ihtiyacı doğurdu Adil Okay’ın yazdığı oyunları…

Avangard, deneysel, postmodern vb… bir sürü tiyatro metinleri yazılıyor ve oynanıyordu ama devrimci sanatın, toplumcu şiirin hayatımıza daha yoğun girdiği günümüzde toplumsal sorunları merkezine alan tiyatro metinleri –birkaç örnek dışında- yazılmıyordu. Yabancı yazarların ve 70’li yıllarda tiyatroprop ve şair Ömer Nida’nın öncülüğünde ortaya çıkan işçi tiyatrosu topluluklarının metinleri bugünün damarını yakalamaktan uzaktı.

İşte Adil Okay, günümüz devrimci tiyatrosunda bu damarı sıkıca yakaladı. Önce “Karanlığın İçinde Aydınlık Yüzler- Ölülerimiz Konuşuyor” ile hayatımızda sıkı izleri ve etkileri olan, Türkiye’nin devrimci tarihi içinde, adları nabzımızda vuran yiğit devrimcileri tiyatro sahnesine çıkardı.

Mustafa Suphilerden günümüze sosyalizm için can verenlerin dirençlerini, yiğitliklerini eylem ve düşünceleriyle birlikte karşımızda görünce; doğrunun karşısında yanlışlarımızı; bütünün yanında eksikliklerimizi gördük. Tutarlı duruşların karşısında tutarsızlığımızı gördük, basiretsizliğimizi gördük. Yeniden bilendik, yeniden öğrenme ve harekete geçme aşkı sardı bilincimizi…

o Daha sonra kaleme aldığı “TEKEL İşçisi Bir Kadının Uyanışı” oyunuyla da TEKEL işçilerinin 78 gün boyunca Ankara'da başta özlük hakları olmak üzere, örgütlenme ve sendikasızlaştırmaya karşı verdikleri mücadele ile birlikte direnişin en başında yer alan kadın işçilerin mücadelesini anlattı; direnişle birlikte  işçi kadınların nasıl değiştiğine ışık tuttu.

Giderek seri cinayetlere dönüşen ve bu düzenin içinde gerekli önlemler alınamadığı için doludizgin devam eden kadına şiddet sorununu ortaya koydu. Bunu yaparken Gerek hayattaki dik tutumuyla öne çıkan, gerekse düzenin kurbanı olan kadın karakterleri öne çıkardı.

Oyuna verdiği ‘Kadın Gibi Kadın-Haykırış’ isimle ‘Adam gibi adam’ deyişine ve bu deyişin arka planında yatan erkek egemen dilin dünyasına itiraz eden Adil Okay; bu dünyanın yargılanmasına oyunun adıyla başlamak ve oyun içerisinde izleyiciye, başka bir dünyanın, başka bir dilin, başka bir ilişkiler ağının mümkün olabileceğini göstermek istediğini ifade etti.

Kısacası, Adil Okay, yazı ve şiirlerinin dışında tiyatro eserleriyle de hayatın devrimci nabzını tutmaya devam ediyor.

o Okuyacağınız “Cumartesi Anneleri” adlı bu oyunda ise, yıllardır sızısı bağırları yakan, öldürülen, kaybedilen devrimcilerin direngen annelerini ya da toplumun belleğine kazınan diğer adla ‘Cumartesi Anneleri’ni salt bir TV haberi olmaktan çıkararak bütün duyarlığınıza kazıyacaktır.

Adil Okay’ın  yazdığı oyunlar, hayata devrimci bakışın birer izdüşümüdür. Onun tiyatroları ile birlikte, burjuvazinin bizi içine çekmek istediği tembellik, aymazlık ve aldırmazlık tuzaklarına düşmeden direncimizi, bilincimizi keskinleştirmeye devam edeceğiz…

Cumartesi Anneleri adlı oyunu e-kitap olarak okumak için aşağıdaki linke tıklayınız: