İki Yazarın
Mektupları
İki ünlü yazar
Paul Auster ve j.m.Coetzee’nin Amerika ile Avustralya arasında iki yılı aşkın
bir süre boyunca gidip gelen mektuplari ”Şimdi ve Burada Mektuplar 2008-2011”
başlığıyla kitaplaştı.
ÖZET
Okyanusaşırı
ülkelerde yaşayan çağımızın iki büyük yazarı, Paul Auster ile J.M. Coetzee,
yazışmalarından bir kitap yaptılar.
Auster ve
Coetzeenin iki yılı aşkın bir süre boyunca Amerika ile Avustralya arasında
gidip gelen mektupları, sanattan siyasete, spordan savaşlara, ekonomiden insan
ilişkilerine kadar iki yazarın pek çok konudaki duygularını, düşüncelerini,
gözlemlerini ve çok ilginç saptamalarını içeriyor.
Bu mektuplar
ayrıca, sadece iki romancının düşünce dünyasını ve çağımıza tanıklıklarını
değil, aralarındaki insan sıcağını da aktardığı için benzersiz.
Sevgili Paul,
Dostlukları,
nasıl kurulduklarını bazılarının böylesine uzun, kimi zaman (yanlış bir
tanımla) açığa vurulmamış bir biçimi olarak yorumlandıkları tutkusal bağlardan
da daha uzun sürmelerinin nedenini düşünüyordum.
Sevgili John,
Bu, yıllar içinde
uzun uzun düşündüğüm bir mesele. Dostluk hakkında tutarlı bir görüş
geliştirebildiğimi söyleyemem, ama (kafamda bir düşünceler ve anılar girdabını
tetikleyen) mektubuna cevap olarak, belki de şimdi bu görüşü geliştirmenin
zamanıdır.
Kitap Hakkında
Yazar : Paul
Auster, John Maxwell Coetzee
Sayfa Sayısı :
272
Yayın Evi : Can
Yayınları
Tadını çıkara
çıkara okunan mektuplar
14.02.2013
01:00:00// SELİM İLERİ
Romancıların,
hikâyecilerin dostluklarına bence pek güven olmaz. Gizli bir çekişme vardır
aralarında. Auster ve Coetzee bunu yenmişler
Attilâ İlhan’a
yazdığımız mektuplar –hepimiz hayatteyken- yayımlandığında çok şaşırmıştık.
Aramızda küsenler, kızanlar, gücenenler olmuştu. O günlerde âdeta bir fırtına
kopmuştu.
Benim
anlayamadığım, kitabın çıkışından bir gün önce görüşmemize rağmen, Attilâ
Ağbi’nin mektuplarımızı ele güne okutacağından hiç söz açmamış olmasıydı. Başka
bir gücenikliğim olmadı. Dahası, çoğu gençlik yıllarımdan kalma mektuplarımı, o
günlerdeki Selim’i hatırlamaya, kavramaya çalışarak okumuştum.
Az buz değil, 90
küsur sayfa! Yasada mı değişme oldu, işte ne olduysa, Attilâ İlhan’a mektuplar
bir daha yayımlanmadı. Bazen, kendiminkileri ayrı bir kitapçıkta derlesem mi
diye düşünürüm. Ne yazık ki, Attilâ Ağbi’nin cevapları bende yok. Bana yazılmış
bütün mektupları çoktan yırttım.
Bununla
birlikte, ‘gerçek’ mektuplardan oluşma kitapları çok severim. Nâzım Hikmet’in
Piraye’ye, Kemal Tahir’e yazdığı mektupları defalarca okumuştum...
Stefan Zweig
1930’larda kaleme getirdiği ünlü denemesinde ‘mektup çağı’nın sona erdiğini
söyler. Telefon ve telgraf her şeyi mahvetmiştir. Zweig yerinmekten kendini
alamaz.
1970’lerde,
1980’lerde, hatta ‘90’larda hâlâ mektup yazma sevdalısıydım. Uzun uzadıya
mektuplar, Behçet Necatigil’e mektuplar, Attilâ İlhan’a, Ferit Edgü’ye, Vedat
Günyol’a, Enis Batur’a mektuplar, Adalet Ağaoğlu’na, Füsun Akatlı’ya, Emine
Işınsu’ya...
Sonra mektup
yazamaz oldum. Bilgisayar yazışmalarından da uzağım. Ama cep telefonundan ‘SMS’
çekebiliyorum!.. İşte, kısacık mesajlar, mesajlaşmalar mektup yerine geçiyor.
Oysa yazı
masamda yepyeni bir mektup kitabı: Şimdi ve Burada (Can Yayınları). Paul Auster
ve J.M. Coetzee’nin 2008-2011 arası mektuplaşmaları. İki ünlü romancının
birbirlerine yazdıkları.
Paul Auster,
itiraf edeyim ki, hiçbir zaman ‘benim yazarım’ olmadı. Ay Sarayı’nı sonuna
kadar –güç bela- okumuş, Son Şeyler Ülkesinde’yi yarım bırakmıştım. Yazı
Odasında Yolculuklar’la perimiz biraz barışmıştı Paul Auster’la. Hepsi o kadar.
Coetzee’yi Nalan
Barbarosoğlu salık vermişti. Romancının Romanı’nı severek okudum. Taşra
Hayatından Manzaralar’ı da çok sevdim.
Şimdi ve
Burada’yı tadını çıkara çıkara okuyorum. Romancıların, hikâyecilerin, şairlerin
dostluklarına bence pek güven olmaz. Çekememezlik demesem de, gizli bir çekişme
vardır aralarında.
Auster ve
Coetzee bu çekişmeyi yenmişler. Belki ‘okyanusaşırı’ ülkelerde yaşamaları işe
yaramış. Her dakika birbirlerini görseler, aynı kentte yaşasalar, içki
sofralarında sık sık bir araya gelseler, aynı içten dostluk sürer miydi,
bilmiyorum.
Coetzee’nin
ekonomik kriz konusundaki masum yaklaşımlarına, Paul Auster bıyık altı
gülümsüyor gerçi, yine de gölgesiz devam ediyor yazışmalar. Belki, Şimdi ve
Burada’nın planlanmış, kitaba dönüşeceği baştan belli mektupları içermesi de
dostça görünümü pekiştiriyor...
Seçkin Selvi’nin
yetkin çevirisi Şimdi ve Burada’ya ayrı bir tat katmış. Yeri geldiğinde,
dipyazı yoluyla bilgilendirmeleri de. Bir kez daha ayırt ettim: Çeviri
edebiyatımız değerli Seçkin Selvi’ye ne kadar çok şey borçlu!
Şimdi ve Burada
çok hoş bir kitap. Birbirlerine, birbirlerinin yazdıklarına saygılı, sevgicil
iki romancıyı öyle kolay kolay bulamayacağımıza göre, özellikle salık veririm.