Wednesday, June 10, 2015

Cagdas Bilim ve Anarsi





Kropotkin'in her elime aldığımda heyecan duyduğum, anarşist komünizm düşüncesinin baş yapıtlarından birisi olan bu nefis kitabını Mazlum Beyhan'ın mükemmel çevirisiyle eski basımından okuyalı 10 yıldan çok zaman oldu. Yeniden basılarak yeni okurlara ulaşacak olmasına çok sevindim.
Kropotkin, özellikle bu kitabında, anarko-komünist düşüncenin modern tarih içindeki evrimi konusunda ufuk açıcı temel bir yaklaşımı sergiler: tamamlanmış bir ideoloji ya da kapalı düşünce sistemi olarak değil, toplumların içinde egemenlerle ezilenler arasındaki mücadelenin doğurduğu özgün dayanışmacı ve doğrudan demokratik biçimlerin sürekliliği ve mücadeleler arasındaki ardışık aktarımının tarihi olarak ele alınan bir "anarşi ilkesi" tarif eder ve bunun izini "anarşi düşünce ırmağı" içinde sürer. Yani anarşi bir kavramsal soyutlama değil halk mücadelelerinin yaşayan deneyimlerinden doğup sürekli zenginleşen bir fikirler dizisidir. Anarşizm kişilere ve örgütlere indirgenemeyecek olan oluş halindeki çoğul özgürlükçü düşünce ve mücadele deneyimlerinin felsefi ifadesidir:
"Anarşi düşünce ırmağının kökenini incelerken karşımıza sürekli olarak iki kaynağın çıktığını söylemiştik: Birincisi, devletçi-hiyerarşik yapılanmalara ve genel olarak egemenliğe yöneltilen eleştiri; ikincisi ise, insanlığın ileriye doğru hareketinde geçmişte gözlenen ve günümüzde gözlenmekte olan yönelişlerin durmamacasına seçilip ayıklanması..."
Soru basit görünür ama şimdiye kadarki tüm devrimci mücadelelerin en büyük meselesini ortaya koyar: Kendi kaderlerini yeniden ele geçirmek için ortak şekilde harekete geçen insanlar, onlar üzerinde kurulan egemenliği, devlet biçimini yeniden üretmeksizin nasıl örgütlenir ve yeni bir toplumsal hayatı nasıl kurabilirler? Komünizm düşüncesi ile anarşizm düşüncesinin vazgeçilmez şekilde birbirine bağlı olduğunu gösteren en önemli başlangıç noktası işte bu kitaptır.
Elbette üzerine çok sayıda yeni anarşizm tarihi kitapları yazıldı, tarihsel bilgiler zenginleştirildi, ve elbette Kropotkin çeşitli yönleriyle eleştirildi de. Ama şu vazgeçilmez düşünceyi müthiş bir berraklıkla şimdiye kadar en iyi şekilde ortaya o koydu: anarşi olmadan komünizm, komünizm olmadan anarşi mümkün değildir.
Bugün sosyalist solun siyasal seyrinde büyük dönüşümler yaşanıyorsa; devletçi sosyalizm biçimlerinden öz yönetimci sosyalizm ya da özgürlükçü komünizm biçimlerine artık geri alınamaz bir dönüşüm yaşanıyorsa; Marksizmin ortodoks devletçi yorumları içeriden son derece güçlü darbeler aldıysa; çağdaş anti kapitalist mücadeleler ve sistem karşıtı hareketler sürekli olarak o en eski halk hareketlerinden beri ortaya çıkıp duran dayanışmacı, doğrudan demokratik, yatay örgütlenme biçimlerini yeniden keşfedip duruyorsa; anarko-komünist CNT'nin İspanya Devrimi deneyiminin yenilmiş devrimcilerinin ruhunu tekrar sahneye çağırırcasına yerel ölçekte öz yönetime dayalı özerk bölgeler oluşturma çabası ile Chiapas'ta Zapatista deneyimi, Rojava'da YPG deneyimi şu anda bütün dünya devrimcilerine ilham veriyorsa o halde Kropotkin'in Çağdaş Bilim ve Anarşi'sini şimdi pür dikkat okumak gerek.
"Hiç kuşku yok ki anarşizm, insan toplumları içinde her zaman çatışma halinde olduğunu söylediğimiz iki akımdan ilkine, yani kendileri üzerinde egemenlik kurmaya çalışan azınlığa karşı daha iyi korunabilmek için basit hukuk kurumları oluşturan yaratıcı halk hareketlerine bağlanır."
Kafka'nın 15 Ekim 1913'te günlüğüne düştüğü nottaki gibi "Kropotkin'i unutma!" 
Kürşat Kızıltuğ

Çağdaş Bilim ve Anarşi
Pyotr Alekseyeviç Kropotkin
Çeviren Mazlum Beyhan
Agora Kitaplığı, Ocak 2015