Kibriti
çakanların hep bir bahanesi var; din, ahlak bazen de ırkçılık için kitap
yakılıyor.
Çin İmparatoru Qin Şi Huang. M.Ö. 212 yılında pek çok felsefe ve tarih kitabını imparatorluk kütüphanesi için birer nüsha ayırdıktan sonra yaktı.
Hıristiyanlığın ilk yıllarında Efes'te pek çok kitap "tuhaf ve acayip" olduğu için yakıldı.
En ünlü yangınlardan biri İskenderiye Kitaplığı'nın M.S. 392 yılında yakılmasıydı.
Ardından 5. yüzyılda Etrüsk'lerin dine ilişkin kitaplarının toplanması ve yakılması tarihe geçti.
Tarihte mevcutlara oranla hemen hemen en çok kitap Ortaçağ'da yakıldı. Kentler, neredeyse kitaplardan yükselen alev ve dumanlara boğuldu. Kilise güçlendikçe genellikle dini gerekçelere dayanan ateşler daha da harlandı. 1233'te Maimonides'in "Şaşırtma Rehberi" isimli kitabı Güney Fransa'da yakıldı. 1480 yılında Tomas Torwuemada Katolik olmayan kitapları, özellikle de Yahudileri'nin Talmut'unun yakılacağını duyurdu. 1497'de Girolamo Savonarola'nın "Bonfire of the Vanities" adlı kitabı açık saçık, şehvet düşkünü bulunduğu için Boccaccio'nun ünlü Dekameron'u gibi yakıldı. Aynı yıllarda İspanya'da pek çok Arap harfli kitap da Granada Patriği'nin emriyle yangınların hedefi oldu. Kilise bazen İncil'in çevirilerine bile tahammül edemiyor ve ateşler hemen yükseliyordu. "Yeni Ahit"in İngilizce çevirileri de bu yüzden ateşi boyladı.
Avrupa'da kitaplardan yükselen dumanlar Nazi'lerin iktidara yaklaştığı 30'lı yıllarda yoğunlaşacaktı. Naziler pek çok Yahudi yazarın kitabını ya da diğer "dejenere" kitapları neredeyse bir tören ihtişamında yakıyordu. Nazilerin 10 Mayıs 1933'de Berlin'de Opera Meydanı'nda yaktığı büyük ateş hafızalardan hiç kaybolmadı. Humboldt Üniversitesi'nin ve Cinsel Bilimler Enstitüsü'nün içlerinde Thomas Mann, Erich Maria Remarque, Henrich Heine, Karl Marx ve H.G. Wells gibi yazarlara ait 20 bin kitap SA ve Nazi gençlik örgütleri tarafından coşkuyla yakıldı. Bu büyük bir kampanyaya dönüştü ve ardından pek çok kentte kitaplar meydanlara toplanarak öğrenciler tarafından yakıldı.
Çin İmparatoru Qin Şi Huang. M.Ö. 212 yılında pek çok felsefe ve tarih kitabını imparatorluk kütüphanesi için birer nüsha ayırdıktan sonra yaktı.
Hıristiyanlığın ilk yıllarında Efes'te pek çok kitap "tuhaf ve acayip" olduğu için yakıldı.
En ünlü yangınlardan biri İskenderiye Kitaplığı'nın M.S. 392 yılında yakılmasıydı.
Ardından 5. yüzyılda Etrüsk'lerin dine ilişkin kitaplarının toplanması ve yakılması tarihe geçti.
Tarihte mevcutlara oranla hemen hemen en çok kitap Ortaçağ'da yakıldı. Kentler, neredeyse kitaplardan yükselen alev ve dumanlara boğuldu. Kilise güçlendikçe genellikle dini gerekçelere dayanan ateşler daha da harlandı. 1233'te Maimonides'in "Şaşırtma Rehberi" isimli kitabı Güney Fransa'da yakıldı. 1480 yılında Tomas Torwuemada Katolik olmayan kitapları, özellikle de Yahudileri'nin Talmut'unun yakılacağını duyurdu. 1497'de Girolamo Savonarola'nın "Bonfire of the Vanities" adlı kitabı açık saçık, şehvet düşkünü bulunduğu için Boccaccio'nun ünlü Dekameron'u gibi yakıldı. Aynı yıllarda İspanya'da pek çok Arap harfli kitap da Granada Patriği'nin emriyle yangınların hedefi oldu. Kilise bazen İncil'in çevirilerine bile tahammül edemiyor ve ateşler hemen yükseliyordu. "Yeni Ahit"in İngilizce çevirileri de bu yüzden ateşi boyladı.
Avrupa'da kitaplardan yükselen dumanlar Nazi'lerin iktidara yaklaştığı 30'lı yıllarda yoğunlaşacaktı. Naziler pek çok Yahudi yazarın kitabını ya da diğer "dejenere" kitapları neredeyse bir tören ihtişamında yakıyordu. Nazilerin 10 Mayıs 1933'de Berlin'de Opera Meydanı'nda yaktığı büyük ateş hafızalardan hiç kaybolmadı. Humboldt Üniversitesi'nin ve Cinsel Bilimler Enstitüsü'nün içlerinde Thomas Mann, Erich Maria Remarque, Henrich Heine, Karl Marx ve H.G. Wells gibi yazarlara ait 20 bin kitap SA ve Nazi gençlik örgütleri tarafından coşkuyla yakıldı. Bu büyük bir kampanyaya dönüştü ve ardından pek çok kentte kitaplar meydanlara toplanarak öğrenciler tarafından yakıldı.
Kitap yakılan Berlin’deki tarihi Bebelplatz meydanının ortasında bugün kitaplardan bir yontu var.
Yakın tarihte sadece Naziler kitap yakmıyordu. 1948 yılında New York Binghamton'da, rahipler, öğretmenler ve ailelerinin gözetimindeki çocuklar yaklaşık 2 bin çizgi romanı dini gerekçelerle yaktılar.
Kitaplardan çıkan dumanlar Ortaçağ'daki kadar sık olmasa da hala görülüyor. 90'lı yılların ortasında Salman Rüşdi'nin İslam dünyasında büyük tepkilere neden olan "Şeytan Ayetleri" isimli kitabı İngiltere'deki kızgın kalabalıkların gösterilerinde toplu halde yakılıyordu.
2001 yılında Mısır Kültür Bakanlığı şair Abu Nuwas'ın "erotik şiirlerini" içeren 6 bin kitabı radikal İslamcılardan gelen tepkilerle yaktı. Batı dünyasında büyük bir dalga halinde yakılan kitaplardan biri de bestseller listelerinin üst sıralarındaki "Harry Potter" kitapları oldu. Amerika'daki çeşitli kiliseler "şeytani" buldukları bu kitabın yakılmasını istedi ve çok sayıda kitap, fanatik kalabalıklar tarafından törenle yakıldı.
Türkiye'de de kitap yakma genellikle "Askeri darbelerle" birlikte gelen bir faaliyet oldu. Kitabı her zaman devlet yok etmedi. Bazen insanlar da başları derde girmesin diye kitaplarını yakmak zorunda kalıyordu. 12 Mart'ta özellikle İstanbul'un "ev ev aranması" sırasında pek çok kitap "suç unsuru" sayılabileceği için sahipleri tarafından sobalarda, bodrumlarda yakılmıştı. 12 Eylül'deki askeri darbenin ardından da on binlerce kitap hem devlet tarafından, hem de sahipleri tarafından yakıldı. 12 Eylül döneminde Milli Güvenlik Konseyi tarafından çıkarılan bir yasa ile "müsadere edilen kitapların" imhasına olanak tanınması kitap kıyımını doruğa çıkardı. Ağırlıkla sol düşüncedeki on binlerce kitap yakılarak ya da SEKA'ya gönderilerek imha edildi.
Orhan Pamuk'un kitaplarının imhasını isteyen genelge Sütçüler Kaymakamı'nın imzasını taşıyordu ve çok konuşuldu. Kitap yakmanın tarihi ise matbaanın icadından daha eski.Isparta Sütçüler Kaymakamı Mustafa Aldemir'in Orhan Pamuk'un kitaplarının imhası için yayınladığı genelge hem Türkiye'de, hem de bütün Avrupa'da çok konuşuldu. Ankara Hukuk Fakültesi'nin diplomasına sahip olan genç kaymakam, yürürlükten kaldırılan genelgesini uygulamayı başarabilseydi, dünyada "kitap yakarak" tarihe geçen bir dizi ünlü isim arasında ancak mütevazı bir yer edinebilecekti. Zaten genelgenin gönderildiği kamu kurum ve kuruluşlarının kütüphanesinde bir tane bile Orhan Pamuk kitabı yoktu. Bir kız öğrencide Orhan Pamuk kitabı bulunduğu haberi ilçede bir heyecan yarattıysa da kısa sürede bunun bir dedikodu olduğu anlaşıldı.
Günümüzün gelişmiş uygarlığında kitap yakmak o kadar da kötü bir şey değil. Tarihin her döneminde kitapların yanında şairler yazarlar da yakıldı, öldürüldü. Sivas’ta Metin Altıok, Behçet Aysan gibi şairler, yazarlar ve aydınlar yakıldı. Aziz Nesin yakılmak istendi. Şimdi Orhan Pamuk tehdit ediliyor.
ALINTI