Sunday, January 27, 2013

İkili İlişkilerde Duygusal Manipülasyon



Basit küçük manipülasyonlar çiftlerin gündelik hayatlarının bir parçası olsa da, narsistik sapkınlık biçimini aldığında önemli bir soruna dönüşür. Narsist partner kendi iktidarını yerleştirmek ve eşini kendi istediği kişiliğe büründürmek için baştan çıkartıcı, kurnazca yollara başvurur. Avının kanını sonuna kadar emerek kendisinde eksik olanı çekip alır ve böylece kendisini tamamlar. Günümüzde gitgide daha sık rastlanan bir ilişki modeli haline gelen narsistik manipülasyon ilişkileri bu kitabın konusunu oluşturuyor.

Narsist sapkın her şeyi birlikte olduğu kişi için yapıyormuş gibi bir hava yaratır, oysa gerçek amacı onu yok etmektir. 

Küçük oyunlarla partnerini ince ince işlerken, ustalıkla kendisini mağdur gibi gösterir. Partnerini sürekli eleştirerek kişiliğine yön verir, ona kendi isteklerini unutturur, özsaygısını tüketir. Bunun sonucunda depresyon, bağımlılık başlar ve mağdur kaçıp kurtulma yetisini de yitirir. En az fiziksel şiddet kadar yıkıcı olabilen bu psikolojik şiddet, çoğunlukla mağdurun kendi başına fark edemediği bir şeydir. Çünkü eleştiri darbeleriyle suçu kendinden başka yerde göremez hale gelmiştir.

Pascale Chapaux-Morelli ile Pascal Couderc, İkili İlişkilerde Duygusal Manipülasyonda somut vakalar üzerinden giderek partnerine hayatı zehir eden narsist manipülatörü inceliyorlar ve onun ortaya çıkışında rol oynayan toplumsal ve psişik etkenleri tartışıyorlar. Ardından mağdurlara eğilerek, bu kişilerin kendilerine yeni bir hayat kurabilmeleri için içinde bulundukları bağımlılık durumundan çıkmalarına yardımcı olacak öneriler getiriyorlar.

Yazarlara göre çiftler birbirlerini suçluluk uyandırma, şantaj/tehdit, yalan, pohpohlama, değersizleştirme, bağımlı kılma, sürgüleme gibi farklı yollarla manipüle edebilirler. Manipülatör kadın ya da erkek olabilmesine karşın genellikle narsistik sapkınların erkek olmasına vurgu yapmışlar. Yazarlara göre bu erkekler dışarıdan bakıldığında oldukça etkileyici, ayakları yerden
kesen, kelimeleri oldukça ustalıkla kullanan, ilişkinin başında partnerin üzerine titreyen kişilerdir.
Ancak işin iç yüzü ise karşıdakinden beslenme, empati eksikliği ve narsistik sapkındaki boşluk hissi ile doludur. Narsistik sapın doyumsuz, tatminsiz, dengesizdir. Haksız çıkmayı sevmez, iletişimde paradoksal mesajlar kullanır ve yalandan kaçınmaz. Yazarlar özellikle anne ile bağın güçsüz oluşunun narsistik sapkındaki mekanizma üzerinde etkili olabileceği görüşündedirler. Ve bu eksiklik partner üzerinden sağlıksız yollarla tamamlanmaya çalışılır. Bu mekanizma ise yazarlara göre 3 aşamada gerçekleşir:

1) Baştan çıkarma: sahte bir benlik imajı ile karşı taraf büyülenir
2) İstila: karşıdakinin bireyselliği işgal edilir ve onun gözünde vazgeçilmez olunur. Özellikle narsistik sapkının değersizleştirmeleri ve eleştirileri ile öteki kendi değerinden şüphe duyar.
3) Yıkma: narsistik sapkının kişiliğinin gerçek yüzü ortaya çıkar ve artık büyü bozulur.