Akademisyen, gazeteci ve yazar Halit Kakınç'ın kaleme aldığı Struma romanının tanıtımı bugün Boğaziçi'nde bir teknede yapıldı. Gerçek bir olaya dayanan ve belgesel roman tekniğiyle yazılan kitapta öyküsü anlatılan Struma gemisinde yaşamını yitiren 769 kurbanın anısına yazar Halit Kakınç ve romanın önsözünü yazan İshak Alaton denize siyah çelenk attılar.
YAŞAMINI YİTİRENLER İÇİN DUA OKUNDU Yaşamlarını yitiren Yahudi yolcular için Haham Rabbi Adoni ve Haham Rav Mendi, yaşamlarını yitiren Bulgar gemi personeli için de Bulgar rahip Angel Velkov dua ettiler. Sarayburnu önünde ölümü bekleyen 769 kişi Struma, Romanyalı Yahudilerin hurda bir gemiyle çıktıkları ölüm yolculuğunu; insanlık tarihinin en korkunç dramlarından birini, aşklarını hüzünlerini siyasi arka planıyla birlikte tamamen belgelere dayanarak, belgesel roman tekniğiyle anlatıyor. Akademisyen, gazeteci ve yazar Halit Kakınç, bu dramın peşine düştü; 7 yıllık bir araştırma yaptı, kaynak kitapları inceledi, Yahudi Soykırımı'nın Türkiye'de yaşanan bu irkiltici aşamasının tanıkları, onların çocukları ve torunlarıyla görüştü.Bu kitap; Avrupa'nın büyük çoğunluğunu ele geçiren Nazi işgalinden, Nazi yandaşlarının pogrom ve katliamlarından daha da önemlisi Yahudi Soykırımı'ndan kurtulabilmek ve Filistin'e göç etmek için Struma adlı ufacık hurda bir gemiyle Romanya'nın Köstence limanından yola çıkan 769 Yahudi'nin yaşamlarının son 72 gününde İstanbul Sarayburnu açıklarında başlarından geçenleri ve Karadeniz'de bir Sovyet torpidosuyla sona eren dramlarını ele alıyor.
Roman; Thea ve Fredi, Medea ve Saimon, İlse ve David adlı üç genç ve aşık çiftin yolculuk öncesinde Romanya'da ve yolculuk sürecinde gemide yaşadıklarını ön plana çıkartarak, Struma felaketini gerçek insan öyküleri üzerinden anlatıyor. Bu altı gençten sadece Medea ve David gemiden sağ olarak kurtuldu.769 kişinin ölümünden Nazi Almanyası kadar İngiliz ve Türk hükümetleri de sorumlu olduğunu savunuyor. Basın tanıtımında bir konuşma yapan yazar Halit Kakınç, Nazi işgali altındaki Avrupa'dan yaşamlarını kurtarmak ve Filistin'e gitmek için yola çıkan ancak gemileri bozulduğu için İstanbul'da sıkışıp kalan Yahudi mültecilerin ölümle sona eren dramlarının öncelikli sorumlusunun Nazi Almanyası olduğuna değindi. Ancak Nazilerden kaçan Yahudileri kendi yönetimleri altındaki Filistin'e sokmamak için Türk hükümetine baskı yapan, geminin alıkonulmasına ve makineleri çalışmamasına rağmen yeniden Karadeniz'e geri gönderilmesine yol açan İngiliz hükümeti de onlar kadar sorumluydu. Türkiye'nin de gerek Naziler ve müttefikler arasında denge politikası sürdürmeye çalışması, gerekse Almanya'nın ve yerel Nazi yandaşlarının etkisi altındaki kimi siyasiler, basın ve bazı dernekler nedeniyle bu cinayetten sorumlu olduğunu vurguladı. "TÜRKİYE İÇİN ARINMA VE GÜNAH ÇIKARMA ZAMANI" İshak Alaton da bir konuşma yaparak, Türkiye devleti için arınma ve günah çıkarmanın zamanı geldiğini söyledi. Alaton, "Yeri geldiğinde özür dilemeyi bilen ve özür dileyerek arınan yücelen ve saygınlık kazanan bir devlet istiyorum" dedi. "KİTABIN FİLMİNİ SPİELBERG ÇEKMELİ" Kitabın yabancı dillere çevrilmesine ve bir sinema filmine konu olup olamayacağına ilişkin bir soruyu Halit Kakınç Struma'nın mutlaka sinema filminin çekilmesi gerektiğini vurguladı ve "Böyle bir filmi Steven Spilberg'in çekmelidir" diye yanıtladı. Kitabı yayınlayan Destek Yayınları'nın yetkilisi Yelda Cumalıoğlu ise kitabın öncelikle İngilizce'ye çevrileceğini ve büyük ilgi çekeceğini umduğunu ifade etti. |